Gebelikte 24. Hafta
Doktor kontrollerinize düzenli olarak gidiyormusunuz?
Gebelik dönemi idrar yolu enfeksiyonu gelişimine zemin hazırlar. Bunun en önemli nedeni idrar yollarındaki düz kasların tüm düz kaslarda olduğu gibi gevşeme eğiliminde olmasıdır. Bu gevşemeye
bağlı olarak akım az da olsa yavaşlar. Bununla beraber anne adayının az sıvı alması da bu tür enfeksiyonların gelişmesini kolaylaştırır.
İdrar yolu enfeksiyonları genellikle idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma şeklinde belirti verirler. Gebelik döneminde ise hiç bir belirti vermeyen "sinsi" idrar yolu enfeksiyonlarına sık rastlanır. Bu tür gizli enfeksiyonlar genellikle idrar kültürü incelemesiyle ortaya çıkarılırlar. Doktorunuz sizden böyle bir inceleme istemiş ve gelen sonuca göre antibiyotik kullanmanızı önermişse bunu kabul etmelisiniz. Gizli idrar yolu enfeksiyonları erken doğum riskinin artmasına katkıda bulunabilirler. Dahası tedavi edilmeyen gizli idrar yolu enfeksiyonları böbreklerde dahi enfeksiyon oluşmasına neden olarak daha ciddi sorunları beraberinde getirebilirler.
DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM
- "7 aylık doğan çocuk yaşar, 8 aylık doğan yaşamaz!"
- "5. aydan sonra ortaya çıkan mide ekşimeleri (bazıları bulantı da derler) bebeğin saçlandığının işaretidir!"
- "Hamile kadın hayvanlara bakmamalıdır, bebeği o hayvana benzeyebilir!"
- "Hamile kadın saç kestirmez, kestirirse bebeğinin ömrü kısalır!"
Yukarıdaki önermelerden hangileri doğrudur?
Cevap: hiçbiri
Zihnimiz bu önerilerin yanlış olduğunu "bastıra bastıra söylese de" gönlümüzün bir köşesi bunlara inanmakta direnir. Hurafe veya boş inanç dediğimiz etrafımızı saran bu tehlikeli bilgiler özellikle gebelik döneminde bizleri derinden etkilemeye devam eder.Biz bilim insanları hurafeleri ele alırken hemen bir köşeye atmıyoruz. Öncelikle bu hurafenin nasıl çıkmış olabileceğini düşünüyor, sonra da hurafede gerçeklik payı olup olmadığını değerlendiriyoruz. Elbette bugünün "hurafesi" yarının bilimsel verisi de olabilir, "dünyanın yuvarlak olduğu" geçmiş zamanlar için bir hurafeydi ve bu düşünceye o zamanın insanları gülüyorlardı. Son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar erken gebelik döneminde aşırı bulantıları olan anne adaylarının daha çok kız bebek doğurduklarını net olarak ortaya koymuş ve bir "hurafeyi" alıp "gerçeklik" mertebesine ulaştırmıştır. Bazı hurafelerde gerçeklik payı olabilir.
Şimdi de yukarıdaki ilk öneriye bakalım: sizce bundan 1000 yıl sonra bile olsa daha erken haftada doğmuş bir bebeğin yaşama ihtimali daha ileri haftada doğmuş bir bebeğe göre daha fazla olabilecek mi?
Hurafelerin önemli bir kısmı gülünç ve boş inançlar olarak kalmaya mahkumdurlar.
"İleride erkeklerin de çocuk doğurması söz konusu olabilecek" diyenler var... Şimdi gülüyoruz, ama belki de gerçek olur bu düşünce. Yoksa gerçek oldu mu? :) |
BU HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Bebeğinizin kemik ve kas dokusu hızla gelişmeye devam ediyor. Bu da hareketlerin giderek güçleneceği anlamına gelir. Yiyeceklerle aldığınız kalsiyum özellikle bu gebelik haftalarından itibaren çok önemlidir. Bebeğiniz asla kalsiyumsuz kalmaz, ancak sizin kemiklerinizdeki depo yeterince kalsiyum almazsanız giderek azalabilir.
Düşünüyorum, öyleyse varım!
24. hafta gebelik seyri açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Amerika, bu haftadan itibaren kanunen bebeği kendi hak ve özgürlüklerine sahip ayrı bir birey olarak görür . Türkiye'de ise aynı durum 26. haftadan itibaren sözk onusudur.
Neden 24. hafta? Bilimsel veriler bebeğin bu haftadan itibaren algılarının önemli bir kısmının geliştiğini ve bebeğin uyaranlara refleks değil, bilinçli cevap verdiğini göstermektedir. Yani bebek artık öğrenmeye, bilgileri hafızasında depolamaya ve "düşünerek mantıklı tepkiler vermeye" başlamıştır. |
HAFTANIN ÖNERİSİ
Yan taraftaki resimde bebeğin beyin dokusunun gelişimini görüyorsunuz. 10. haftadan 20. haftaya gelindiğinde kitlesel olarak ne kadar büyüdüğü bariz olarak görülüyor. Esas değişiklik ise 20. haftadan 40. haftaya giden süreçteki kitlesel büyüme yanında, görünümündeki değişiklik. 20. haftadayken hiç kıvrımları olmayan beyin dokusu doğuma yakın zamanda yüzlerce kıvrım yaparak trilyonlarca hücreyi ve bunların uzantılarını barındırır hale geliyor. |
Beyin hücrelerimiz birbirleriyle nörotransmitter adı verilen kimyasal maddelerle iletişimde bulunurlar. Bu maddeler bir sinir ucundan diğer sinir ucuna geçerek bir sinir hücresinin mesajını diğerine iletirler. Sinir hücreleri aynı anda çok sayıda sinir hücresiyle sinaps adı verilen yapılarla temas halindedir ve diğer sinir hücreleriyle bu temas sayesinde bizim hem otomatik işlevlerimiz (kalbimizin atması, organlarımızın çalışması gibi), hem de bilişsel işlevlerimiz (hatırlama, öğrenme, düşünme, duygulanım gibi) sağlanmış olur. Öğrenme dediğimiz süreç aslında sinir hücreleri arasında yeni bağlantıların geliştirilmesinden başka birşey değildir. Doğduğumuzda sabit sayıda sinir hücresiyle doğarız ve bu sinir hücreleri ömürlerini tamamlayıp öldüklerinde yenileri oluşmaz. Büyüdükçe "akıllanmak" var olan hücrelerin sayıca artmasıyla değil kitlece artmasıyla ve aralarındaki bağlantıların daha koordine hale gelmesiyle gerçekleşir. |
Konumuz rahim içi olduğuna göre öncelikle şunu bilmeliyiz: Öğrenmenin, duyguların ve diğer birçok bilişsel faaliyetin rahim içinde başladığına inanıyoruz. Nereden biliyoruz? Bebek annesinin sesine, babasının sesine tepki verir, demek ki onların seslerini öğrenmiştir ve seslerini duyunca mutlu olmaktadır.
Bebeğimiz henüz rahim içindeyken öğrenmeye başladığına göre bu, hisler de geliştirmeye başlamış anlamına gelmektedir. Doğmuş bebeğimizi iyi hissettirmek için neler yapıyorsak (ona sevgi göstermek, şefkatli olmak) aynısını doğmamış bebeğimize yapmaya hemen şimdiden başlamalıyız.
Annenin kendini iyi hissetmesi beyninde biyokimyasal bazı tepkimelere neden olur ve bu tepkimeler sonucunda onun kanına bazı maddeler geçer. Muhtemelen bu aynı maddeler plasenta yoluyla bebeğe geçtiğinde onda da benzer duygudurumları oluşturmaktadır. Bunun tersi de geçerli olabildiğinden anne adaylarının kendilerini iyi hissetmeleri, stresten uzak durmaları, kendi hoşlarına gidecek şeyleri yaptıklarında bunun biyokimyasal yolla bebekte de aynı durumu yaratacağını bilmeleri önemlidir.
Yine unutulmamalıdır ki zaman zaman yaşanan olumsuz duygular bebekte olumsuzluk yaratsa dahi sürekli olmadıkları sürece iz bırakmazlar. Beyin olumsuz duyguları unutma eğilimindedir.
Son söz: bebeğimizin zekasını rahim içindeyken geliştirebilir miyiz? "Zeka", tanımı tam olarak yapılamamış bir olgu olmasına karşın anne adayının sağlıklı bedeninde bebeğin genetik zemini üzerine inşa edilen eğitim olarak tarif edilebilir. O halde cevap nedir? Çok kısıtlı olarak evet. Nasıl? Bunun için özel birşeyler yapmaya gerek yok: beden sağlığımızı korumak, kendi genlerimize güvenmek, kendimizi iyi hissetmek için birşeyler yapmak (böylece bebeğin de iyi hissetmesini sağlamak) yeterli olacaktır. "Beyin geliştirici müzik" denenebilir, ancak biz daha çok anne adayının kendini iyi hissedeceği "müziği" (müzik dışında da birçok şey kişiye kendini iyi hissettirebilir) dinlemesini öneriyoruz. Bebeğin beyin hücreleri arasındaki koordinasyon henüz rahim içindeyken iyi kurulduğunda bunun onun ruhsal gelişimine katkıda bulunacağı görüşünü taşımaktayız.
Yorumlar
Yorum Gönder