Gebelikte 26. hafta

BU HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

Rahiminizde bu haftalardan itibaren zaman zaman ortaya çıkan ani kasılma ve gevşemeler hissederseniz korkmayın. Bunlar Braxton-Hicks kasılmaları adı verilen ağrısız, adet krampları gibi ve düzensiz aralıklarla gelen kasılmalardır. Rahiminiz gerçek doğum sancıları için antrenman yapmaktadır. Çoğu anne adayında bu tür kasılmalar 30. haftadan sonra belirginleşmeye başlasa da bazı anne adaylarında bu haftalarda "antrenman kasılmaları" başlayabilir.
Braxton-Hicks tarzı kasılmalar hiçbir zaman günlük yaşantınızı etkileyecek kadar sık olmamalıdır. Eğer böyle oluyorsa bir erken doğum eylemi işaretçisi olabilirler.
 



Her anne adayı gibi siz de erken doğum belirtilerine duyarlı olmalı ve gerekli durumlarda doktorunuza haber vermelisiniz:

Erken doğum tehdididinin en önemli belirtisi rahimde düzenli aralıklarla ortaya çıkan kasılmalardır. Bu kasılmalar ender durumlarda ağrısız da olabilirler.


Kasılmalarınızın olup olmadığını anlamak için avcunuzun içini karnınıza hafifçe dokundurun. Avucunuzun altında rahiminizin "toplanıyor" hissi yaratması kasılma belirtisidir.

Bu esnada ağrı duyulması şart değildir.

Bu kasılmaların sıklığını ve süresini ölçün. Saatte dört kez ya da daha sık ortaya çıkan kasılmalarda mutlaka doktorunuza haber verin.


Erken doğum tehdidinin diğer önemli belirtileri arasında pelviste dolgunluk hissi, adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar, pozisyon değiştirmekle geçmeyen bel ağrıları, vajinal akıntının artması ya da niteliklerinin değişmesi (daha sümüksü, daha sulu ya da kanlı akıntı ortaya çıkması), ishalle beraber olan ya da tek başına ortaya çıkan bağırsak krampları yeralır. Bu durumda yine kasılmalarınızı elle kontrol edin. Bu ek belirtiler kasılma olmadan tek başlarına erken doğum tehdidi açısından bir anlam taşımazlar. Ancak bu belirtilerden biri varsa ve kasılmalarınızın olup olmadığından emin değilseniz yine doktorunuza başvurmalısınız.      

Mekanik ağrılar

 Gebelik dönemi, bel ve kasık bölgesinde (bazen de apışarası olarak anılan bölgede) ağrıların sık olduğu bir dönemdir. Mekanik ağrı adını verdiğimiz ve genellikle bel ve kasık bölgesindeki bağların gerilmesinden ve sitenin diğer bölümlerinde de ele alındığı gibi belin yanlış kullanılmasından kaynaklanan ağrılar sıklıkla ayaktayken ortaya çıkarlar ve istirahat edildiğinde hafifler veya kaybolurlar. Bazen uzun süre aynı pozisyonda kalmak da bu ağrıların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Mekanik ağrılar erken doğum belirtisi olarak kabul edilmezler.
Bel ağrısıyla beraber bacaklardan bir veya ikisinde uyuşma veya elektriklenme hissi, güçsüzlük gibi belirtiler olduğunda ise siyatik sinir adı verilen bacak sinirine bası söz konusu olabileceğinden (bazı durumlarda bu bir bel fıtığına işaret edebilir) ortopedi veya fizik tedavi uzmanı muayenesinden geçmek faydalı olabilir.

DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM




Bebeklerin yaklaşık %1'i boyunlarına bir kez dolanmış kordonla sağlıklı bir şekilde doğarlar. Daha az bir sıklıkla bazı bebeklerin boyunlarında iki, hatta üç kez dolanmış bir kordon bulunabilir. Bazı durumlarda ise bizler kordonda düğümler olduğuna bile tanık oluruz. Bu bahsettiğimiz bebeklerin çoğu sağlıklı bir şekilde doğum eylemlerini tamamlarlar. Sanılanın aksine boyundaki kordon bebeğin boynunu sıkmaz.

Peki bu durum nasıl gerçekleşir?
Gebeliğin ilk trimesterinde bebekler henüz amniyos sıvısı içinde "hoplamak zıplamak" için bol bol yerleri varken, bazıları bu "hoplama zıplamalarda" kendi kordonlarının içinden geçmekte ve kendi kordonlarında düğüm oluşturmaktadırlar. Yine benzer bir şekilde bebekler bu hareketleri yaparken kordon boyunlarına dolanıvermektedir.

"Kordon dolanması" nedir?
Anne adaylarının en büyük korkularından biri kordon dolanmasıdır. Gerçekte ise kordonun bebeğin boynuna dolanmış olması bebeğe çoğu durumda zarar vermez, zira kordon Wharton jeli adı verilen sağlam bir kılıfla içinden geçen damarları koruma altına almıştır.


Anne adaylarının "kordon dolanması" olarak tabir ettikleri olay gerçekte kordon sıkışmasıdır. Göbek kordonu herhangi bir nedenle basıya uğrar ve Wharton jeli de kordondan bebeğe giden kan akımını muhafaza etmede başarısız kalırsa bebeğe giden kan miktarı azalır ve bebekte sıkıntı doğurur. Bu tür kordon sıkışmalarına genellikle bebeğin amniyos sıvısının ileri derecede azalmış olduğu durumlarda rastlanmaktadır. Amniyos sıvısı az olduğunda göbek kordonu amniyos sıvısı içinde serbestçe yüzemediğinden rahim duvarları tarafından basıya uğrayabilmekte ve bu bası özellikle normal doğum eylemi esnasında ortaya çıkan rahim kasılmalarıyla tehlikeli boyutlara ulaşabilmektedir.


Ultrasonografi muayenelerinde bu nedenle doktorunuz bebeğinizin amniyos sıvısı miktarının yeterliliğine çok önem vermektedir.Günümüzde normal doğum eylemi esnasında bebeklerin kalp atışları çoğu durumda mükemmel bir şekilde takip edilmekte ve kordon basısı bulguları (bu durumlarda bebeğin kalp atışları yavaşlar) erken dönemde ve kolaylıkla saptanarak bebeğin sağlıklı doğması için gerekli önlemler alınmaktadır.
Sonuç: "kordon dolanmasından" yani kordon sıkışmasından çok fazla korkmanıza gerek yok. Doktor denetiminde olan gebelik takiplerinde ve doğumlarda bu nedene bağlı olumsuz durumlar son derece azalmıştır.

BU HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

gebelik.org Bu hafta bebeğinizin akciğerlerinde bir yandan damar yapıları öte yandan hava kesecikleri hızlı bir şekilde oluşmaya başladı. Bu hava keseciklerinin içini döşeyen surfaktan adlı madde de üretilmeye başlandı. Surfaktan üretimi akciğerdeki hava keseciklerinin sönmeden şişmiş vaziyette durabilmeleri için çok önemlidir.
Bu hafta bebeğinizin diğer tüm bireylerden ayırtedilmesini sağlayan el ve ayak izleri oluşmaya başlayacak. Yandaki görüntüyü şimdiden kaydedin. Doğum yaptığınızda doğum dosyanızın bir sayfasında böyle bir iz göreceksiniz. Bebeğiniz doğduktan sonra doğumhanede bebeğin size ait olduğunun bir belgesi olarak bu ayak izi alınacak. Bu nedenle bebeğinizin ayak tabanını mürekkep boyalı bulursanız şaşırmayın...:-))gebelik.org
Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 34 cm. ve ağırlığı yaklaşık 820 (550-1330) gram!


HAFTANIN ÖNERİSİ

Gebelikte büyüyen rahiminiz vücudun sağ yanında bulunan ana toplardamara ("vena cava") bası yapar. Bu nedenle özellikle vücudun alt yarısındaki büyük toplardamarlarının kalbe kanı geri götürme hızını yavaşlar. Bunun en önemli sonuçlarından biri ayaklarda ortaya çıkan şişliklerdir (ödem). Çoğu anne adayının bu haftalardan itibaren ayakları şişer ve bu durum özellikle yorgun bir iş gününün sonuna doğru belirginleşir. Bunun nedeni basıya uğrayan ve akımı yavaşlayan toplardamarların içlerindeki fazladan kanın sıvı kısmını damar etrafında bulunan alana sızdırmalarıdır ("sıvı göllenmesi"). Bu açıdan bakıldığında vücudun yerçekimi etkisine en fazla maruz kalan bölgeleri olan ayaklarda şişme olması fizyolojik, yani normal kabul edilen bir tepkidir. Amaç, toplardamarların "rahatlatılmasıdır".
İstirahat halindeyken sol yanınıza yattığınızda bu toplardamarların rahatlamasına katkıda bulunabilirsiniz. Bu yatış pozisyonu aynı zamanda bebeğinize daha fazla kan gitmesine de katkıda bulunur.
Çalışan anne adayları akşam eve gelip birkaç saat yatma pozisyonunda dinlendiklerinde bu ödemin azaldığını görebilirler. Bazı anne adaylarında ise ayaklardaki ödem onları korkutacak kadar fazla olabilir. Ayaklarınızdaki şişmelerin çok fazla olduğunu düşünüyorsanız veya ellerinizde ve yüzünüzde şişmeler oluyorsa bu durumu doktorunuza iletmelisiniz.
Vücudun alt kısmındaki bu sıvı göllenmesinin bir sonucu da gece uykudan uyandıran idrara çıkmadır. Gece yatış pozisyonuna geçince basıdan kurtulmuş toplardamarların içine geri giren sıvı böbreklere geçerek idrar şeklinde atılmaktadır.
Vücudun alt kısmındaki sıvı göllenmesinin bazı anne adaylarında ortaya çıkardığı diğer iki sorun varis ve hemoroid (basur, mayasır) oluşumudur. Varisler bacaklardaki yüzeyel toplardamarların belirginleşmesi sonucunda, hemoroidler ise kalınbağırsağın son kısmındaki toplardamarların belirginleşmesi sonucunda oluşurlar. İleri seviyeye gelmiş varisler estetik sorunlara ve ağrıya, ilerlemiş hemoroidler ise dışkılama esnasında ağrı ve kanamaya neden olabilir.
Vücudunuzun alt yarısındaki sıvı göllenmesini dengelemenin ve bu sorunların ilaçsız bir şekilde üstesinden gelmenin en önemli yolları aşağıda okuyacağınız ilgili konularda anlatılmıştır. Bu konuları mutlaka gözden geçirin.


.gebelik.orgAcaba bu ip ne işe yarıyor ki? Belki de bununla kaçabilirim buradan...
(işte kordonuyla oynayan yaramaz bir bebek:)) )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Klamer Antibiyotik ile Verdiğimiz Mücadele

Çocuğum Pastel Boya Yedi...

Merhume Dr. Aidin Salih'den Kadına dair...