Oğluma nasıl kavuştum ? 4 (servikal yetmezlik )
40 günde geçer 6 ayda...
öncesi için tıklayın
Evet 40 gün sonra eşim kafa dağıtmam için ailemin yanına gönderdi beni... o sırada kanamam durmamıştı... parça ve yapışıklık korkusu ile doktora gittim... ilaç verdi kullan geçmezse kürtaj dedi... oof yine mi aynı şeyler... tam tevekkülle kainat eczanesinden doğal bir çözüm olan soğan kürünü uyguladım... Şifa Allah'tan çok şükür atlattım ama bir an evvel hamile kalmak istiyordum. Bu yüzden 1 ay daha ertelendi. .. zaten doktorun biri 2 ay sonra yeniden düşünebilirsin ama sancısız ani bir şekilde suyun geldiği için sende servikal yetmezlik var hamile kaldıktan 3 ay sonra dikiş atman gerek anca öyle bebeğin durur dedi. Bende soru işaretleri arttı neydi bu servikal yetmezlik... nedendi... çaresi yok muydu... neyse araştırdım... Rahim ağzının doğuştan ya da kürtaj gibi bir müdahale sonucu ileri haftalarda bebeği taşıyamaması... kasların yetersiz kalması avami tabirle... tamam peki çaresi 9 ay istirahat ve 12 13 haftalık gebelikte rahim ağzının dikilmesi ve dikişlerin ani birşey olmazsa 37. Hafta da alınması. %90 başarılı sonuç... dikiş kısmı beni çok korkutmadı ama 9 ay yatmak Aman Allahım 9 ay nasıl sürekli yatarım. Bana kim bakar... Evim eşim... bi çaresi daha var abdominal serklaj denilen dikişlerin karından atılması bu yöntemle yatmak zorunda kalmıyorsun ve dikiş aldırmadan üst üste hamile kalabiliyorsun artık gebelik düşünmediğin zaman dikişleri alıyorlar. ama hem pahalı hem de yaygın değil... bunları öğrendikten sonra duamı değiştirdim. Servikal yetmezlik tanısı üst üste geç düşüklerle konulan bir rahatsızlık. Ya da hamile kalınca serviks ölçümü 25mm altına düşünce de bu tanı konuluyor. Buji denilen yöntemle hamile kalmadan öğrenilebilse de kesin teşhis ani sancısız geç düşüklerle konuluyor.bu yüzden artık inşaallah bende bu hastalık yoktur diye dua ediyordum. yatmaktan başkalara muhtaç olmaktan çok korkuyordum. Bunun yanı sıra başka doktorlarda hamile kalmak için en az bir yıl beklememi söylüyordu. Eş dostta bekle diyordu. Ama ben çok istiyordum. Taze ümitlerim vardı. Herşey çok güzel olacaktı. Servikal yetmezlik olmayacaktı bende. 4 ay bekledim ama Enfeksiyon da araya girmesi ile 6. Ayda yeniden hamile kaldım. Düzenli doktor kontrolleri başladı. Tekrar keseyi mi görcez kalp atışlarını duyacak mıyız korkularını atlattık. Artık kafamdaki en büyük korkuya geldik... Serviks boyu yeterli mi değil mi? 12. Hafta da dr. Ultrasonla ölçüp yeterli olup olmadığını söylüyor... dualarla doktorun kapısına vardık. Temennim bu hastalığın bende olmamasıydı. Vee dr. Ölçümü yaptı. 35mm sınır 25mm... Doktor sıkıntı yok 35 mm yeterli dedi... sevincimi tarif edemem... ama başından beri bitmemişti kanamalarım. Derken 17. Hafta geldi kanamalardan dolayı daha ehil bir doktora görünmeye karar verdik. kısalma başlamıştı. Bu doktor ben olsaydım serklaj denilen dikişi atardım dedi. Aslında acil serklaj da var ama sanırım bu doktor da korktu bebeğin kaybına sebeb olmak istemedi ve yapmadı. Sürekli yatıyordum. Dinleniyordum. Bu yüzden bişey olmaz belki dedim doktora bir ümit... Ağzından acı cümleler döküldü... bu sefer birkaç hafta daha fazla kalır ama büyük ihtimalle kaybedersiniz dedi... inanmak istemedim... kim ister ki... hayatıma devam ettim. Ama hafta 23 oldu. Bir akşam sırtım ağrımaya başladı. Yoruldum heralde dedim. Doğum sancısı olacağı aklıma gelmedi ki. Sabaha geçer düşüncesi ile yattım. Fakat sabah devam ediyordu. Eşime bunun normal olmadığını söyledim. Onun da yüreğine korku düştü. Oturma odasına yatağımı hazırlayıp işe gitti. Geçmesi gereken sancı gittikçe artmaya başladı. Biliyordum doğum sancısıydı yavaş yavaş artmaya ve sıklaşmaya başladı. Duamı şiddetlendirdim. Annemi aradım hıçkıra hıçkıra.. O da ağlamaya başladı. İnşaallah korktuğun gibi olmaz dedi. Ama ben hissediyordum. İçim kabul etmedi. Bu sefer dayanamam dedim. Bu sefer kaldıramam. Elimden geleni yapıcam dedim. Acılar içinde. Tek başıma koltukta kıvranıyordum. Yardım isteyecek kimsem yoktu kapısını çalacak bi komşum da yoktu. Eşimi aradım saat sabahın onu idi. Galiba doğum başladı dedim. Apar topar geldi artik arabamız da yoktu. Ambulans bu sefer olmazdı. Taksi çağırdık. Son gittiğimiz doktora koştuk. Yapılacak birşey yok dedi. Doğum başlamış. Ama üniversiteye gidin belki kurtarırlar dedi. Bir ümit üniversite hastanesine koştuk. Sancılar iyice arttı. İlk muayene de doktor çok geç dedi. Ben ise çırpınıyordum. Bu doğum durdurulamaz mı. Sancılar bitmez mi. Bi ilacı yok mu. Varmış ama verirlerse benim hayatım tehlikeye girermiş. Girsindi ama vermediler. İnanmak istedim tüm gücümle bu bebeği doğurmamak için mücadele etmeye karar verdim. Yatağın baş tarafını kaldırdım ayaklarımı diktim
Sancılar sıklaşmaya başladı. Tahammülüm azalmaya. Rabbime tevekkül ettim. Ama rızkı yoksa elden bişey gelmiyor ki. Çatlamak üzereydim. Ama olmuyordu. Doğum sancısı arttıkça sabrım azalıyordu. Pes ettim. Doğum başladı birkaç dakika içinde doğdu. İlk sorum yaşıyor mu oldu. Ciğerleri gelişmediği için kaybettik evladımı ciğerim yandı yine... bittim yine. Bu sefer doktor doğumu yaptırdığı için kürtaja gerek kalmadı. Ameliyathaneden odaya aldılar. Hasta bakıcı kadın tekerlekli sandalyeye koydu beni odaya giderken ilk defa eşimi gördüm uzaktan. Bekliyordu öylece çok utandım ondan yüzüne bakamadım. Kendimi suçlu hissettim. O bana yaklaştı ben yüzümü çevirdim. En büyük tesellimdi oysa benim eşim. Bu sefer ilki kadar güçlü değildim. Yıkıldım. Tabii ki isyan etmedim. Ama canım çok yandı Allah affetsin inşaallah bi kusurumuz olmamıştır. Ruhum daha çok sızladı. Suçlayacak kimse yoktu bu sefer. Hep yatmıştım. Hastaneden çıkarken bebeğimizi verdiler yine. Bu sefer kimseye vermedim. O benim parçamdı. Yüzümde bir tebessumle bağrıma bastım. Kucağımdaydı. Evet kucağıma almak nasip olmuştu. Ama minik soğuk bedenini. olsundu. Benim evladım dı. Büyük bi sevgi ile eve kadar taşıdım onu. Kimseye vermedim. Bu sefer onu görmek istedim. Evledımdan niye korkayım ki. Evet baktım. O kadar güzeldi ki cennet kuşum. Meleğim. İyiki o güzel yüzünü gördüm. Bana teselli oldu. Melek yüzü. Kucağım boşda olsa anneydim ben. Sevdim onları. Eşim kadar vefalı değilim belki onlara hergün fatiha yollamıyorum. Ama İki tane meleğin annesi olduğumu biliyorum. Ve bu dünyadan daha iyi olduklarını. Cennette onlara daha çok ihtiyacımız olduğunu. Şimdi anlıyorum bebek sahibi olmak inanılmaz güzel bir duygu şu an mirza ile her an yaşıyorum bu duyguyu. Ama durduramıyorum zamanı büyüyor. En fazla 2 sene bebek sevebilirim. Oysa ebedi cennet hayatında iki tane bebeğim var ve onları orda hep sevme nimetini verdi Rabbim bana. Ne kadar merhametli. Ben ise ne kadar nasipli. Acılar geçti. Elemi gitti lezzeti kaldı. Her hal üzere Allaha hamd olsun. Devamı için tıklayın
öncesi için tıklayın
Evet 40 gün sonra eşim kafa dağıtmam için ailemin yanına gönderdi beni... o sırada kanamam durmamıştı... parça ve yapışıklık korkusu ile doktora gittim... ilaç verdi kullan geçmezse kürtaj dedi... oof yine mi aynı şeyler... tam tevekkülle kainat eczanesinden doğal bir çözüm olan soğan kürünü uyguladım... Şifa Allah'tan çok şükür atlattım ama bir an evvel hamile kalmak istiyordum. Bu yüzden 1 ay daha ertelendi. .. zaten doktorun biri 2 ay sonra yeniden düşünebilirsin ama sancısız ani bir şekilde suyun geldiği için sende servikal yetmezlik var hamile kaldıktan 3 ay sonra dikiş atman gerek anca öyle bebeğin durur dedi. Bende soru işaretleri arttı neydi bu servikal yetmezlik... nedendi... çaresi yok muydu... neyse araştırdım... Rahim ağzının doğuştan ya da kürtaj gibi bir müdahale sonucu ileri haftalarda bebeği taşıyamaması... kasların yetersiz kalması avami tabirle... tamam peki çaresi 9 ay istirahat ve 12 13 haftalık gebelikte rahim ağzının dikilmesi ve dikişlerin ani birşey olmazsa 37. Hafta da alınması. %90 başarılı sonuç... dikiş kısmı beni çok korkutmadı ama 9 ay yatmak Aman Allahım 9 ay nasıl sürekli yatarım. Bana kim bakar... Evim eşim... bi çaresi daha var abdominal serklaj denilen dikişlerin karından atılması bu yöntemle yatmak zorunda kalmıyorsun ve dikiş aldırmadan üst üste hamile kalabiliyorsun artık gebelik düşünmediğin zaman dikişleri alıyorlar. ama hem pahalı hem de yaygın değil... bunları öğrendikten sonra duamı değiştirdim. Servikal yetmezlik tanısı üst üste geç düşüklerle konulan bir rahatsızlık. Ya da hamile kalınca serviks ölçümü 25mm altına düşünce de bu tanı konuluyor. Buji denilen yöntemle hamile kalmadan öğrenilebilse de kesin teşhis ani sancısız geç düşüklerle konuluyor.bu yüzden artık inşaallah bende bu hastalık yoktur diye dua ediyordum. yatmaktan başkalara muhtaç olmaktan çok korkuyordum. Bunun yanı sıra başka doktorlarda hamile kalmak için en az bir yıl beklememi söylüyordu. Eş dostta bekle diyordu. Ama ben çok istiyordum. Taze ümitlerim vardı. Herşey çok güzel olacaktı. Servikal yetmezlik olmayacaktı bende. 4 ay bekledim ama Enfeksiyon da araya girmesi ile 6. Ayda yeniden hamile kaldım. Düzenli doktor kontrolleri başladı. Tekrar keseyi mi görcez kalp atışlarını duyacak mıyız korkularını atlattık. Artık kafamdaki en büyük korkuya geldik... Serviks boyu yeterli mi değil mi? 12. Hafta da dr. Ultrasonla ölçüp yeterli olup olmadığını söylüyor... dualarla doktorun kapısına vardık. Temennim bu hastalığın bende olmamasıydı. Vee dr. Ölçümü yaptı. 35mm sınır 25mm... Doktor sıkıntı yok 35 mm yeterli dedi... sevincimi tarif edemem... ama başından beri bitmemişti kanamalarım. Derken 17. Hafta geldi kanamalardan dolayı daha ehil bir doktora görünmeye karar verdik. kısalma başlamıştı. Bu doktor ben olsaydım serklaj denilen dikişi atardım dedi. Aslında acil serklaj da var ama sanırım bu doktor da korktu bebeğin kaybına sebeb olmak istemedi ve yapmadı. Sürekli yatıyordum. Dinleniyordum. Bu yüzden bişey olmaz belki dedim doktora bir ümit... Ağzından acı cümleler döküldü... bu sefer birkaç hafta daha fazla kalır ama büyük ihtimalle kaybedersiniz dedi... inanmak istemedim... kim ister ki... hayatıma devam ettim. Ama hafta 23 oldu. Bir akşam sırtım ağrımaya başladı. Yoruldum heralde dedim. Doğum sancısı olacağı aklıma gelmedi ki. Sabaha geçer düşüncesi ile yattım. Fakat sabah devam ediyordu. Eşime bunun normal olmadığını söyledim. Onun da yüreğine korku düştü. Oturma odasına yatağımı hazırlayıp işe gitti. Geçmesi gereken sancı gittikçe artmaya başladı. Biliyordum doğum sancısıydı yavaş yavaş artmaya ve sıklaşmaya başladı. Duamı şiddetlendirdim. Annemi aradım hıçkıra hıçkıra.. O da ağlamaya başladı. İnşaallah korktuğun gibi olmaz dedi. Ama ben hissediyordum. İçim kabul etmedi. Bu sefer dayanamam dedim. Bu sefer kaldıramam. Elimden geleni yapıcam dedim. Acılar içinde. Tek başıma koltukta kıvranıyordum. Yardım isteyecek kimsem yoktu kapısını çalacak bi komşum da yoktu. Eşimi aradım saat sabahın onu idi. Galiba doğum başladı dedim. Apar topar geldi artik arabamız da yoktu. Ambulans bu sefer olmazdı. Taksi çağırdık. Son gittiğimiz doktora koştuk. Yapılacak birşey yok dedi. Doğum başlamış. Ama üniversiteye gidin belki kurtarırlar dedi. Bir ümit üniversite hastanesine koştuk. Sancılar iyice arttı. İlk muayene de doktor çok geç dedi. Ben ise çırpınıyordum. Bu doğum durdurulamaz mı. Sancılar bitmez mi. Bi ilacı yok mu. Varmış ama verirlerse benim hayatım tehlikeye girermiş. Girsindi ama vermediler. İnanmak istedim tüm gücümle bu bebeği doğurmamak için mücadele etmeye karar verdim. Yatağın baş tarafını kaldırdım ayaklarımı diktim
Sancılar sıklaşmaya başladı. Tahammülüm azalmaya. Rabbime tevekkül ettim. Ama rızkı yoksa elden bişey gelmiyor ki. Çatlamak üzereydim. Ama olmuyordu. Doğum sancısı arttıkça sabrım azalıyordu. Pes ettim. Doğum başladı birkaç dakika içinde doğdu. İlk sorum yaşıyor mu oldu. Ciğerleri gelişmediği için kaybettik evladımı ciğerim yandı yine... bittim yine. Bu sefer doktor doğumu yaptırdığı için kürtaja gerek kalmadı. Ameliyathaneden odaya aldılar. Hasta bakıcı kadın tekerlekli sandalyeye koydu beni odaya giderken ilk defa eşimi gördüm uzaktan. Bekliyordu öylece çok utandım ondan yüzüne bakamadım. Kendimi suçlu hissettim. O bana yaklaştı ben yüzümü çevirdim. En büyük tesellimdi oysa benim eşim. Bu sefer ilki kadar güçlü değildim. Yıkıldım. Tabii ki isyan etmedim. Ama canım çok yandı Allah affetsin inşaallah bi kusurumuz olmamıştır. Ruhum daha çok sızladı. Suçlayacak kimse yoktu bu sefer. Hep yatmıştım. Hastaneden çıkarken bebeğimizi verdiler yine. Bu sefer kimseye vermedim. O benim parçamdı. Yüzümde bir tebessumle bağrıma bastım. Kucağımdaydı. Evet kucağıma almak nasip olmuştu. Ama minik soğuk bedenini. olsundu. Benim evladım dı. Büyük bi sevgi ile eve kadar taşıdım onu. Kimseye vermedim. Bu sefer onu görmek istedim. Evledımdan niye korkayım ki. Evet baktım. O kadar güzeldi ki cennet kuşum. Meleğim. İyiki o güzel yüzünü gördüm. Bana teselli oldu. Melek yüzü. Kucağım boşda olsa anneydim ben. Sevdim onları. Eşim kadar vefalı değilim belki onlara hergün fatiha yollamıyorum. Ama İki tane meleğin annesi olduğumu biliyorum. Ve bu dünyadan daha iyi olduklarını. Cennette onlara daha çok ihtiyacımız olduğunu. Şimdi anlıyorum bebek sahibi olmak inanılmaz güzel bir duygu şu an mirza ile her an yaşıyorum bu duyguyu. Ama durduramıyorum zamanı büyüyor. En fazla 2 sene bebek sevebilirim. Oysa ebedi cennet hayatında iki tane bebeğim var ve onları orda hep sevme nimetini verdi Rabbim bana. Ne kadar merhametli. Ben ise ne kadar nasipli. Acılar geçti. Elemi gitti lezzeti kaldı. Her hal üzere Allaha hamd olsun. Devamı için tıklayın
Yine gözyaşlarıyla okudum. Ama bu sefer daha farklı hissettim acını. Rabbim Mirza'yı korusun ona hayırlı uzun ömürler nasip etsin.
YanıtlaSilBen de iki kez boş gebelik yaşadım
YanıtlaSilŞimdi çok korkuyorum aynı şeyleri yaşamaktan. Allah sizi de oğlunuzdan bir ömür boyu ayirmasin inşaallah
İnşallah bir daha aynı şeyleri yaşamazsınız, lütfen korkmayın, bazı kişiler için başlangıçlar zor oluyor ama netice hayırlı olur inşallah :(
SilBen de iki kez boş gebelik yaşadım
YanıtlaSilÇok korkuyorum aynı şeyleri yaşamaktan
Allah size ve ailenize bir ömür boyu mutluluklar yasatsin inşaallah
Ben de iki kez boş gebelik yaşadım
YanıtlaSilÇok korkuyorum aynı şeyleri yaşamaktan
Allah size ve ailenize bir ömür boyu mutluluklar yasatsin inşaallah
Allah yardımcınız olsun, inşallah en kısa zamanda sizinde mutlu sağlıklı gebelik haberlerinizi bekliyoruz :)
Sil