ÇEŞME’NİN SESSİZ, SAKİN KOYU, DALYANKÖY

Yaz tatili planlarının yapıldığı, büyük otellere gitmek istemeyen ama nereye gideceğine de karar vermemiş olanlar için yardımcı olabilecek, bilenlerin ise hatıraları ile yüzünde hafif bir tebessüm oluşturabilecek bir yazı ile sizlerleyim.

Çeşme diyince herkesin aklına, televizyonlarda gördüğümüz Alaçatı, sörf, özel beach’ler geliyor. Ancak Çeşme’nin sessiz, sakin, huzur veren başka yerleri, masmavi koyları var. Bunlardan biri de Dalyanköy.

Sahil kenarında balıkçıların yanyana dizildiği, halk plajlarının bulunduğu, site sakinlerinin tertemiz koylarında denize girdiği bir yer. Yürüyerek gezebileceğiniz, bir dolmuş ile Çeşme’nin merkezine inebileceğiniz hem samimi hem de merkezi bir yer.

Etrafta kalabileceğiniz bir çok pansiyon ya da motel (hotel) bulunuyor. Buraları keşfetmeye gelen biri olarak bu tarz yerlerde kalmanız hem daha ekonomik, hem de daha samimi olacaktır.

Dalyanköy’den Çeşme merkeze sürekli olarak dolmuşlarda bulunduğundan ulaşım sorunu da ortadan kalkmaktadır.

Kalacağınız pansiyon ya da motel (hotel)’lerde yemek olarak herhangi bir öğün verilmez ya da sadece kahvaltı verilebilir. Ama zaten böylesine güzel bir yere gelmişken sıcacık taptaze boyoz ve yanında yumurta, biraz peynir,en doğalından domates ve salatalık ile sahil kenarında bir bank ya da kafeye oturup masmavi denizinde karşısında yemek kadar güzeli var mıdır?

Çeşme’ye gelip de, bu güzel memleketi gezip de sabah kahvaltısında boyoz, akşam yemeğinde kumru (yengen), sonrasında ise damla sakızlı, kavunlu bir dondurma yemeden olmaz.

Boyozu sabahları tüm fırınlarda ya da sokaktaki simit arabalarında bulmanız mümkün. Ama öğlene doğru her yerde tükenmiş olur, biz sizi şimdiden uyaralım J Tek başına, yumurta ile ya da yanında istediğiniz tüm kahvaltılıklar ile tüketebileceğiniz Boyoz’u mutlaka denemeden ayrılmayın buralardan.


Dalyanköy’de Salı günleri pazar kurulur. Mis gibi kokan tazecik sebze ve meyveleri denemenizi de tavsiye ederim. Halk pazarına denk gelemem diye üzülmeyin, çünkü neredeyse her sabah erken saatlerde, arkasına tarlasından topladığı sebze ve meyveleri dolduran kamyonet ya da traktörler dolaşır. Her şey yine en tazesi, yine en doğalıdır.
 
Ayrıca sabahları yine erken saatlerde balıkçılarda denizden yeni çıkmış balıklar (bazen açık artırma usulü ile) satılmaktadır. Bu balıkçılardan görerek ve seçerek istediğiniz balığı alabilirsiniz.
Dalyanköy sahili boyunca yerleşmiş olan balık restorantlarında ise yine taptaze balıklarınızı deniz manzarası eşliğinde yiyebilirsiniz.
 
Akşamları yemeğinizi yiyip deniz kenarında yaptığınız bir yürüyüşten sonra Dalyanköy sahilinde bulunan kafelerde bir çay içerken yanında yiyeceğiniz sıcacık (dilerseniz tarçınlı) lokmaların keyfi de ayrıdır.
Dalyanköy sakin, küçük bir yer ve bir günde keşfedebilirsiniz. Bu yüzden yazımın sonuna doğru haftasonunu Çeşme’de geçirecekler için ufak ufak başka tavsiyelerde de bulunmak istiyorum.

Bu tavsiyelerden ilki ve belki de en çok duyduğunuz Çeşme kumrusu. Meşhur diye bir sürü isim duyabilirsiniz ve görebilirsiniz. Ama doğduğundan beri Çeşme’de yaz tatillerini geçirmiş biri olarak senelerdir müdavimi olduğumuz Kumrucu Hikmet’i sizlere öneririm. Çeşme merkeze geldiğinizde henüz çarşısına giriş yapmadan ana caddeye bakan kumruculardan Kumrucu Hikmet. (Dalyanköy’den geliyorsanız zaten dolmuş ile önünde inebilirsiniz.) Kumrunun da çeşitleri var, içerisine koyulan malzemelere göre isimleri de değişiyor (Basri benim en çok ilgimi çeken isim olmuştu J). Klasik kumruyu ise restorantlarda “Yengen” olarak sipariş verebilirsiniz.


Kumrunuzu da yedikten sonra Çeşme’nin merkezinde yer alan alışveriş sokağını gezdiğinizde yolun sonunda Çeşme Liman şeridine varırsınız (Burada günlük tur düzenleyen gemiler ile birlikte bir sahil şeridini görürsünüz.). Alışveriş caddesini bitirip yolun karşısına geçtiğinizde yanyana dondurmacılar sizi karşılar. Burada da bizim favorimiz her zaman Methan dondurmacısıdır. Eğer seviyorsanız ya da daha önce hiç denemediyseniz Damla Sakızlı dondurmayı mutlaka seçenekleriniz arasında ekleyin. Bunun dışında kavunlu, balbademli ve tabii ki çikolatalı dondurma denenmesi gerekenler arasında yer alıyor.

Dondurmanızı keyifle yerken, Çeşme Kalesi’ni de sol tarafınıza alıp yürümeye devam ettiğinizde ise Çeşme Marina karşınıza çıkacaktır. Burası da yine yatların liman olarak kullandığı ve aynı zamanda herkesin alışveriş yapıp yemek yiyebileceği bir yer. Marinanın sonuna doğru gayet kaliteli restorantlar bulunmaktadır. Bir akşam kendimizi şımartalım derseniz buradaki restorantları da listenize ekleyebilirsiniz. Ama biz dondurmamızı aldık şöyle bir marinanın sonuna kadar yürüyüp geleceğiz derseniz de gayet keyifli bir vakit geçirmiş olursunuz.

Bu yazımda daha fazla detaylandırmayacağım ama her zaman duyduğunuz ve televizyonlarda gördüğünüz Alaçatı ve yine ismi Alaçatı kadar bilinmese de Ilıca’da Çeşme’nin diğer güzel yerlerindendir. Gelmişken uğramanızda fayda var.

 Herkese iyi tatiller, iyi eğlenceler dilerim...
(Not:Resimler internetten alınmıştır.)

Yorumlar

  1. Merakla beklediğim bir yazı idi ve çok etkilendim bence de tatil için bu tarz yerleri tercih etmek daha hoş kafana göre takılabilirsin ve insan kalabalığından azaltılmış daha nezih bir ortamda ayrıca yazınız da çok iyi olmuş tebrik ediyorum gerekli tüm ayrıntıları içeriyo gitmek isteyene tam bir rehner

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de tatile gittiğimizde çok meşhur diye bilinen yerlerdense daha yerel salaş mekanları tercih ediyoruz. Tatilin keyfi oradaki insanlar Nasıl yaşıyorsa öyle vakit geçirince güzel oluyor. yazımı beğenmenize de ayrıca çok sevindim :) güzel yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Offf kumru çok özledim, Bayram'da izmirdeyim, Alsancak'ta Bi kumru güzel gider :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de İzmir'e gidiyorsanız, kumru ve boyoz yemeden dönmeyin :) şimdiden iyi bayramlar ve afiyet olsun :) ben de her gittiğimde yemeden dönmemeye çalışıyorum :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Klamer Antibiyotik ile Verdiğimiz Mücadele

Çocuğum Pastel Boya Yedi...

Merhume Dr. Aidin Salih'den Kadına dair...