Masal gibi bir şehir, VERONA...
Her köşesinden, taşından
toprağından tarih çıkan, aşk dolu, masallar diyarı bir yer, Verona...
Venedik denince herkesin
aklına ilk olarak gondollar, şehrin içinde dolanan kanallar, maskeler gelir
mutlaka. Benim de gitmeden önce aklıma gelenler bunlardı tabii ki. Ama gidip
gördükten sonra hikayesi ile olsun tarihi binaları ve dokusu ile olsun adını aklıma
kazıdığım muhteşem bir yer Verona.
Bu muhteşem aşk hikayesi
ne diye soracak olursanız; isimlerini duyunca bile şöyle bir iç geçirdiğimiz,
hayran olduğumuz, aşklarının hikayesi günümüze kadar gelmiş olan Romeo ve Juliyet.
Verona, Romeo ve
Juliyet’in hikayesinin geçtiği, evlerinin bulunduğu yer. Gidip de evlerini,
Romeo’nun Juliyet’e serenatlar yaptığı balkonu ve avluyu görüp hikayelerine
yaşadıkları yerde kulak vermek bambaşka bir histi benim için.
Şu anda bu yerler
turistik olarak ziyarete açık olduğu için oldukça kalabalık. Ancak tarihi
dokusundan pek de bir şey kaybetmemiş gibi görünüyor.
Romeo’nun evinde şu anda
başka biri yaşadığı için, (ne kadar da şanslı olduğunun farkındadır sanırım :) ), girip gezme fırsatımız olmadı. Ancak dışarıdan
görebildik. Ama duvarında Romeo’nun tasvirinin ve bir sözünün bulunduğu bir tablo
bulunuyor.
Romeo’ya göre Verona duvarlarının dışında onun
için başka bir hayat yok. Romeo, Verona sınırlarının dışına sürgün cezasına
çarptırıldığında söylemiş bunu. Çünkü Juliyet, bu duvarların içinde kaldıysa
onun da hayatı burada kalmıştı.
Romeo’nun evinin önünden
ayrılıp, onun da geçtiği sokaklardan geçerek Juliyet’in yaşadığı eve gidiyoruz.
(Tabii ki yol üzerinde şu ağacın altında oturmuşlar mıdır, bu köşede
buluşmuşlar mıdır diye hayal kurarak hikayelerine kendimizi az da olsa dahil
etmeye çalışıyoruz. :) )
Juliyet’in evinin
avlusuna girerken öncelikle koridor gibi bir alan bulunuyor. Duvarlarında beyaz
platformlar var. Buralara dünyanın dört bir yanından gelen turistler Juliyet’e
mesajlarını yazıyor. Ancak bu beyaz duvarın üzeri doldukça kaldırılıp yerine
yenisi konuluyor.
Ayrıca Juliyet’in
balkonunun baktığı avluda bulunan diğer bir duvara ise bir kağıda yazdığınız
mesajlarınızı yapıştırabiliyorsunuz.
Neden diye soracak
olursanız, tarihte de yer bulmuş bir inanış ile size açıklamak isterim. Bu
inanışa göre bu duvara dileklerini, aşka dair isteklerini yazanların
mektuplarını Juliyet görür ve dilekleri en kısa zamanda gerçek olur. Hatta bu
durum “Juliyet’e Mektuplar (Letters to Juliet)” filmine de konu olmuştur. Ben
gitmeden çok önce izlemiştim bu filmi ve gidip gördüğümde yüzümde bir tebessüm
ile hatırladım tabii ki.
Diğer bir inanışa göre
ise Juliyet’in balkonunun bulunduğu bahçede bulunan ve Juliyet’in tasviri olan
heykele elinizi sürdüğünüzde yine hayatınızın aşkını
bulup onunla mutlu mesut yaşıyorsunuz.
Burada bulunan hediyelik
eşya dükkanlarından ise Romeo ve Juliyet’e ait bir çok çeşit hediyelik bulmanız
mümkün.
Olur da Venedik’e yolunuz
düşerse mutlaka Verona’ya da uğramanızı ve bu ölümsüz aşk hikayesine yerinde
şahit olmanızı tavsiye ederim.
Venediğe yolum düşecek olursa ilk önce bahsettiğiniz filmi izleyeceğim :) gerçekten çok güzel bir anlatım olmuş, şuan burdan oraları gezmiş gibi
YanıtlaSiloldum, hatta eminim gitmiş olsam da, anca şuan okuduğumda etkilendiğim kadar etkilenirdim .
çok okuyan mı çok gezen mi muhabbeti gibi oldu da, okuyarak gezen bence :)
Beğendiğinize çok sevindim :) çok okuyan, çok gezen, çok izleyen, çok seven bir çok şey bilir ve öğrenir bence de. Etrafımızdaki herkesten ve herşeyden birşeyler öğrenmeyi bilmemiz gerekir ;)
SilBence de önyargılı olmadan öğrenmeli
YanıtlaSilAyrıca hiç fikrim olmayan bir konuda bana yEni şeyler kattı yazınız Teşekkürler
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkür ederim:)
Sil