Bebe Bisküvisine Canan Karatay'dan Uyarı!

*BEBE BİSKÜVİSİ NEDEN ZARARLI? *
Bu sorunun cevabını Prof. Dr. Canan Karatay, Karatay Diyeti'yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi kitabında sizler için yazmış. Biz de Sağlıklı Yaşıyoruz olarak paylaşıyoruz. Kendiniz ve çocuklarınız için kurulmuş o kadar çok tuzak var ki biz paylaşmakla bitiremeyiz. O nedenle en iyisi sizin bu kitabı alıp okumanız.
"Piyasada bulunan bisküvi paketlerinin içeriklerini okuduğumuzda, bu paketlerde tamamen işlem görmüş birçok katkı maddesi ve kimyasal bulunduğunu görmekteyiz. Besin maddesi içerdiği belirtilen ya da iddia edilen sütlü bebe bisküvileri nde dahi 5 temel sorun bulunmaktadır.
*Bebe bisküvileri de zararlı demek mi istiyorsunuz? *
*Maalesef evet! * Nedenlerini bilimsel veriler ve kanıtlarla açıklamak istiyorum...
⚠ Bisküvilerin tümünde aşırı miktarda şeker ve karbonhidrat bulunmaktadır Büyümekte olan bir bebeğin temel gereksinimi olan protein ise, ‘sütlü bisküvi’ ifadesi kullanılmış olmasına rağmen yüzde 1 oranında süt içerdiğini görüyoruz. Ayrıca bu yüzde 1 oranında olduğu belirtilen sütün kaynağı açık şekilde belirtilmemektedir. Fabrikada üretilmiş ve paketlenmiş olan ürünlerin büyük çoğunluğunda süt tozu kullanılmış olma ihtimali bulunmaktadır. Aynı zamanda proteinlerin içeriği olarak, gerek yumurtanın gerekse soya proteininin kaynak, miktar ve oranları da tam olarak verilmemektedir. Çeşitli şekerlerle yüklü olan fabrikasyon ürünlerin birçoğunda, sağlıklı bir bebek için şart olan lif miktarı da çok azdır Piyasadaki ürünlerde ortalama yüzde 1 olarak verilmektedir, fakat çoğunlukla lifin de kaynağı belirtilmemektedir.
2. Soya lesitini (soya proteini) miktarı kesin olarak belirtilmemiştir ve bilinmemektedir. Genel olarak, soya proteini genetiği değiştirilmiş olan GDO’lu soya ürünlerinden elde edilmektedir. Yapılan araştırmalar, genetiği değiştirilmiş olan soya ürünlerinin gastro-intestinal sistem in amasyonuna ve tümörlerine neden olduğunu göstermiştir
3. Şeker miktarı çok yüksek olan (şeker, früktoz şurubu, glikoz şurubu vb içermektedir) bebek bisküvileri, bebeklerde ve çocuklarda mide asidi fazlalığı, hazımsızlık, gaz, ishal gibi değişik belirtilere neden olmaktadır
4. Ayrıca birçok bebe bisküvisinde temel yağlar bulunmamaktadır. * Temel yağların yerine aşırı derecede işlem görmüş olan bitkisel yağlar (Omega-6 yağları) bulunmaktadır. İşlemden geçmiş, fabrikada üretilmiş çeşitli bitkisel yağ ve rafine un içeren ürünlerde, işlem ve üretim sırasında aşırı miktarda ‘trans yağ’ oluşmaktadır. Oysa paketin üzerinde ‘Trans yağ yoktur’ ifadesi yer almaktadır. *Trans yağlar vücudumuza iki şekilde zarar verir. Öncelikle bir organizmaya girdikleri zaman, her türlü hücresel ve kimyasal (histobiyokimyasal) bozuklukları başlatan serbest oksijen radikallerinin artmasına neden olurlar. Sonra da hücre zarlarında gerekli olan sağlıklı Omega-3 ve Omega-6 yağlarının yerini işgal ederler. Bu nedenle de doğal olarak aldığımız Omega-3 ve Omega-6 yağlarının hücre zarlarına girmelerini engellerler Hücre zarları ve hücrelerin normal işlevleri bu şekilde engellenmiş olur.
5. Bebe bisküvilerinin buğday unu, mısır nişastası, buğday glüteni ve yulaf glüteni gibi maddeler ihtiva ettiklerini de görüyoruz. Oysa yapılan birçok bilimsel araştırmada, buğday ve diğer tahıl glütenlerinin, özellikle çocuklarda ‘alerjik ve oto-immün hastalıklar’ olmak üzere, ileri yaşlarda alerjik astım, tiroidit, pankreatit gibi önemli birçok hastalığa neden olduğunu gösterilmiştir. Modern buğday glüteninde 6 grup kromozomun bulunduğunu, bu kromozomların da eski buğdaylara oranla aşırı sayıda (23,788 adet kadar) buğday proteini ürettiği bildirilmektedir. Üretilen her bir protein, insanda bulunan hücrelere karşı alerjik reaksiyon geliştirmektedir, çocuklarda sıklıkla rastladığımız her türlü alerji, erken yaşlarda ortaya çıkan oto-immün hastalıkların ve ileri yaşlarda gördüğümüz kronik/dejeneratif hastalıkların temelinde de, artık modern buğdayın bulunduğu kabul edilmektedir. Bu hastalıkların hiçbiri genetik olmayıp, temelleri ana rahminden itibaren atılmaktadır ve bebeklerin bu alerjen yabancı proteinlere maruz kalmış olmalarına bağlanmaktadır. Biz tıp dilinde bu gibi olaylara ‘maruziyet’ diyoruz. İleri yaşlarda yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve gelişmekte olan öldürücü hastalıkların temelinde, modern buğdayların içinde bulunan glüten oranının yüzde 50-60 kadar yüksek oranda olması neden olarak gösterilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Klamer Antibiyotik ile Verdiğimiz Mücadele

Çocuğum Pastel Boya Yedi...

Merhume Dr. Aidin Salih'den Kadına dair...